22 Mayıs 2011 Pazar

Av Köpeği Eğitimi

KÖPEK EĞİTİMİ
Av köpeklerinin cinslerinin iyi olması ne kadar önemli ise köpeklerin eğitimi konusu da o kadar önemlidir.
Uzun senelerin tecrübesiyle yazılmış birçok kitaptan ve değişik eğitim sistemlerinden, memleketimiz şartlarına da en uygun olanları arasından bir derleme yapılarak ve profesyonel yetiştirici için değil de, avcıların kendilerinin köpeklerini eğitebilecekleri bir biçimde hazırladığımız bu bölümün faydalı olacağı görüşündeyiz.
Eğitimi, cinslerin tanımından daha önemli görmemizin başlıca sebebi, senelerden beri, yurtdışından getirilmiş av terbiyesi görmüş bröveli köpeklerin sahibinin kendileriyle diyalog kuramamasından ve eğitimleri doğrultusunda idare edememesinden bozulduğu, nice pedigri (safkan) yavruların burada doğru dürüst yetiştirilemediği, en azından istenileni veremediği görülmektedir. Diğer taraftan, görünüşü av köpeğini andırmaktan ileri gitmeyen, cinslikle alakası olmayan pek çok köpeğin de, kimine göre içinde olduğundan, kimine göre çok ava çıktığından, yüksek av randımanı verdiği de görülmektedir. Bu iki hususun doğruluğunun yanı sıra bir gerçek daha vardır ki o da, köpeğin iyi olmasının büyük kısmı da kısmet’e bırakıldığıdır. Fermacı bir cins olmasına rağmen ferma yapmazsa veya kısa durursa, avını sıkarsa, tüfekten korkarsa ve avda alır başını giderse kabahat hep köpeğin olur. İçinde yokmuş veya yaramaz denir geçilir. Ya köpek elden çıkartılır veya çok sevdiğimizden, hayatı boyunca tatlı bir bela olarak yanımızda yaşar.

Bu açıdan bakıldığında, bu sadık dostumuzu biz insanlardan çok daha akıllı bir sınıfa koymak gerekiyor. Hangimiz sırf içinde olduğu gerekçesiyle hiç bir şey öğretilmeden okuma yazma öğrenebilmiştir? Veya köpeğin kendine göre yaptığı işle tam bir karşılaştırma yapmak gerekirse, çok daha fazlasını, mesela bir uçak kullanmayı, okuma yazma bilmeden kimse öğretmeden kim becerebilmiştir? Sevgili dostumuz, sahibim diye kabullenmeye her zaman hazır olduğu insanın çıkarttığı birtakım seslerden onun ne istediğini anlayacak, yeteri kadar çabuk anlamazsa azar işitip dayak yiyecek, yerdeki binbir koku arasından sahibim bu hayvanı bulmamı istiyor deyip bulacak veya haftalardır bağlı olduğu 1,5 metrelik zincirden kurtulmanın sevinciyle sizden uzaklaşıp gene siz istiyorsunuz diye av kaldırdığı zaman, saçmalarınızın oraya kadar gelemeyeceğini hesap edememek gibi fizik bilgisinin içinden gelmemesinden dolayı gene horlanıp dövülecek. Ne acıdır ki, sinirlerine hâkim olamadıkları için sahibinden saçma yiyen, sahibinin istediğini kendiliğinden anlama dehasını göstermemiş pek çok köpek de av merasında, neşeyle geldiği av merasında ölüp gitmiştir. İnsan denilen varlıkların kendi aralarında bile anlama ve kavrama kapasiteleri o denli değişebilirken, köpekten istediklerimizi anlamasını beklemekte insaflı ve sabırlı olmak da bu vefakâr dost’a karşı ufacık bir borçtur.

Eğitim dendiği zaman da bu, köpekle insan arasındaki diyaloğun en iyi şekilde anlaşılabilir ve iki taraf arasındaki uyumu sağlayacak şekilde olması gerekmektedir. Bunun için de avcının önce kendisini eğitmesi gerekmektedir. Sinirlerine hâkim, sabırlı, eğer sinirleneceği bir şey varsa onun da kendi anlatma kabiliyetsizliğinden olduğunun bilincinde olan bir kimse için sevgili köpeğiyle eğitime başlarken, başarılı avların ilk adımı da atılmış olur.

Köpeğin eğitim öncesi devreleri ve eğitime hazırlığı sonradan alacağınız neticeyle doğru orantılı olup çok önemlidir. Bu sürede köpeğiniz öğrenmeyi öğrenecektir.
Köpeğini eğitmek isteyenler, öncelikle kendilerini buna hazırlamalıdır. Birlikte yaşadığınız, uzun yıllarınızı birlikte geçireceğiniz köpeğinizin, çok sevdiğiniz avınıza zevk veya cefa yapmasını şansa bırakmamak için onu eğitmeniz gerekir ve bunada önce kendinizin hazırlıklı olması lazımdır.
Köpeğinizi ciddi bir eğitime tabi tutmadan önce ne şekilde hazırlamalı, nasıl bir eğitim öncesi devresi geçirilmelidir?

Köpeğin eğitilmeye başlanması, hayvanın algılama gelişimiyle birlikte yürütülmelidir. Bu şekilde erken başlayan bir eğitimle, köpeğinizin kötü huylar edinmesine de mani olursunuz. Eskiden Avrupalı ve Amerikalı eğitimciler altı aylıktan önce eğitime başlamazlar, hayvanın belli bir dereceye kadar gelişmesini beklerlerdi. Halbuki yapılan laboratuvar çalışmaları eğitime ne kadar erken başlanırsa o kadar sağlam bir temelle köpeğin yetişeceğini ortaya çıkarmıştır. Bilindiği gibi dünyada en iyi eğitimi körleri yöneten köpekler görmektedir. İnsan hayatının onların elinde olması, hiçbir hata yapmayacak şekilde eğitilmelerini gerektirmektedir.

Bunların eğitimlerinin geliştirilmesiyle ilgili bir çalışma yapan, Amerika’da, Maine’deki Jackson Memorial Laboratuvarı, Hayvan Davranışları Bölümü Müdürü Dr. J. Paul Scott’un tespitlerine göre, bir yavru köpeğin algılama ve öğrenebilme gelişmesi beş devre halindedir ve bunların hepsi de hayvanın doğuşundan onaltı haftalık oluncaya kadar geçen zaman içerisindedir. Hayvanın zihinsel yapısı bu devrelerde kesin değişmeler göstermektedir. Eskiden altı aylıktan hatta bir yaşından sonra başlayan eğitimlerle körler için köpek yetiştirilmesinde %20 başarı elde edilirken, bugün küçükten başlayan Dr. J Scott’un belirlediği devrelere uyularak yapılan çalışmalarla sonradan verilen eğitimden alınan neticenin %95 olduğu ortaya çıkmıştır. Köpeğinizin cinsi ne olursa olsun, ister av köpeği ister bekçi köpeği, eğer bir eğitime tabi tutmayı düşünüyor ve bunda da başarılı olmak istiyorsanız, o zaman aşağıdaki beş devrenin icaplarına göre köpeğinizle bir dialog kurmanız gerekmektedir.


Birinci devre: 0-21. gün
Araştırmaların belirlediğine göre bütün cinslerdeki yavruların yirmibirinci güne kadar zihinsel kapasiteleri hemen hemen sıfırdır. O güne kadar bütün ihtiyacı gıda, uyku, sıcak ve annesidir. Bütün fonksiyonları içgüdüsel olarak hayatını sürdürebilmek içindir.


İkinci devre: 21-28. gün
Bu devrede beyin ve sinir sistemleri gelişmeye başlar. Etrafındaki koca dünyanın farkına varır yavaş yavaş. Bu devre, yavrunun annesine en çok ihtiyacı olduğu zamandır. Çevrenin, psikolojik yapısında en etkili olduğu devre budur. Bu arada annesinden ayrılması gelişmesinde de büyük bir yara açar.


Üçüncü devre: 28-49. gün
Bu üç haftalık sürede yavru annesinden cesaret alarak etrafını inceleyecek ve tanımaya başlıyacaktır. Sürenin bitiminde beyni yetişkin bir köpeğinki kadar gelişmiş ancak tecrübeden yoksundur. Bu sıralarda şahısları tanımaya ve seslerine reaksiyon göstermeye başlar. Kardeşleriyle de arasında daha bilinçli bir mücadeleye girişmektedir. Artık öğrenmeye hazırdır. Bu devrenin sonunda, kendi karakteri çok fazla oluşmadan sütten kesilerek, kardeşlerinden ve annesinden ayırılmalıdır.


Dördüncü devre: 49-84. gün
Yedi haftalıkken köpeğinizi aldığınızda, vücutça daha gelişmemiş olmasına karşılık, kafaca tamamen gelişmiştir.


Dr. Scott’un belirlemelerine göre, köpekle insan arasındaki ilişkiyi kurmanın en iyi zamanı bu devredir. Ona yiyeceğini veren, annesinin yerini alacaktır. Bu devrede yavrunun kafasında kuracağı bağlantılar, ilerdeki eğitimine de tesir edecektir. Bu devrede eğitime yönlenmenin en iyi zaman olduğunu ve köpeğinizle patronu, yani sizin aranızdaki bağın en sağlam temellere oturduğunu unutmamak gerekir.
Yine bu devrede yavruya bazı emirlere itaat etmesini öğretmeye başlamak lazımdır. GEL, OTUR, YAT, KAL, TOPUK gibi emirler ciddi bir eğitimden ziyade oyunla karışık olarak öğretilmeye başlanır. İlerdeki fasıllarda bunların hepsinin nasıl öğretileceği anlatıcalacaktır. Bu devrede tasma ve kayışla dolaşmaya da alıştırılmalıdır.


Bu devrede yavrunun kardeşlerinden ayrılması şarttır. Zira, bu öğrenme devresinde kendi cemiyetinde başına buyruk olarak yaşamayı öğrenmeye başlar ki bu da değiştirilmesi zor olan kötü huylar edinmesine sebep olur. Halbuki sizin yanınızdaki hayatı, okuldan önce ana okulu gibidir. Burada aranızdaki ilk bağlılık kurulur, daha sonraki eğitiminde büyük faydaları dokunacak olan emir almayı öğrenmeye başlayacaktır. Çok önemli bir devredir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hayvan Bakımı, Hayvan Eğitimi, Hayvan Resimleri ********* Veterinerlik & Hayvan Sağlığı